21 Aralık 2011 Çarşamba

KURALSIZCA



 
Öyle bir ışıltılı zaman olmalı ki sadeleşmek için sebep olmalı; olmalı ki çırıl çıplak kalalım, kendimiz olalım… ‘Kendi olmak’ ne demek? İnsanın en doğal en yalın hali olsa gerek. Belki uykudan uyanmış hali gözlerini ovuştururken ya da  en çocuk hali koşarken zıplarken oynarken ,yalan söylerken yanakların kızarışı, utangaçlıktan birinin gözlerine bakamama hali , kızınca öfkeden burnundan soluyuşu, mutluluktan havaya uçuşu, eğlendiğinde içten bir kahkaha atışı , korktuğunda titreyişi, heyecanlandığında kalbinin güm güm hızlıca atışı ya da birini ölesiye değil öylece sevmesi, olduğu gibi, kendi gibi tüm halleriyle ve kuralsızca…

17 Aralık 2011 Cumartesi

KENDİME


Büyüdüm ben…
Ne bildim?Ne gördüm ?Ne öğrendim?Ne yaşadım ki?
Ben mücadele nedir? bilmem.
Kendime bunu öğretemedim bunca sene.
 Zaten öğretmediler de ne annem ne de babam.
Tercihim susmak ya da arkamı dönüp çekip gitmekti hep.
Nekadar kalmak  istesem zafer benim demek istesemde.

Yolun yarısı sayılır yaşım
ama ben hırs nedir bilmedim karşıma çıktı tanıyamadım belkide tanımak istemedim.
Kahkahalı bir yoldayken bile ben  ıssız bir sokağın kuytusunda buldum hep kendimi.
Sese çağırırlar beni gitmem gidemem
Kaybolurum kendi sessizliğimde.
Sessizliğim benim savunmam olur kinciliğimden değil.
Kimseye neden - dur  demem yargılamam da;
ruhuma hapsederim bütün soruları ve cevapları.
Sormak istediklerim  vermediğim ve alınmayan  cevaplar bütün kalbimi beynimi kemirir.
Başağrım, boğazımdaki düğüm,gögsümdeki daralma uykusuzluğum bundan galiba.
Öfkem kimseye değil;
söyleyemediklerime,bilmediklerime, öğrenemediklerime,yaşayamadıklarıma
kısacası kendime...